Burned 5. Bölüm
5 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Burned 5. Bölüm
Zoey
“Daha iyi hissediyor musun?” diye sordu Erce kabaca. Revirde rahat bir yatakta yatıyordum. Stark’ın ihtiyacım olduğu konusundaki ısrarlarından sonra Erce bana ilaç vermişti. Arkadaşlarımın hepsi yatağımın çevresinde toplanmıştı ve Stark elimi sanki bırakırsa orada olmayacağımdan korkuyormuş gibi sıkıca kendi avucunda tutuyordu.
“Evet, çok daha iyi” diye yalan söyledim memnun bir şekilde uzaklaşan Erce’e. Sesim rahatsız ediciydi, yaşlı bir kadınmışım gibi çıkıyordu. Az-kalsın-ölüyordum tecrübesini (ya da belki de sadece ölüm tecrübesi) yeni atlatmış olmasaydım, Afrodit kesinlikle benimle alay ederdi. Bu yüzden, benimle alay etmek yerine bana endişeli bir yüzle bakarak Darius’a sarılıyor olması beni üzdü.
“Ne?”, boğazım çatırdadı. “Ölecek falan mıyım?”
Arkadaşlarımın ayaklarına bakarak ve duyulmayan cevaplar geveleyerek dolaşıp durduklarını görünce tamamen delirmeye başladım. Stark elimi daha çok sıktı. Ona döndüm.
“Ölecek miyim?” diye tekrarladım. Sesim kesinlikle panikle çıkmıştı, öyle değilse de, rahatsız ediciydi. Stark’ın bakışı kafasını sallayan Darius gibi kesindi. “Bilmeli” diye ısrar etti Stark, sesi kırılgandı. Arkadaşlarıma döndü; “çocuklar?” diye sordu Stark imalı bir şekilde ve arkadaşlarım hemen dağıldılar. Stark bir sandalye çekti.
“Zoey, işaretin artık dolu değil, ve” dedi hafifce, yüzümü izlerken.
“Tamam” dedim devam etmesi gerektiğini belirten bir ses tonuyla.
“Tamam,”dedi tereddüt ederek (waov, Stark tereddüt ediyor? İşte bu kötü). “Eğer normal bir çaylak senin az önce yaşadıklarını yaşasaydı vücudu büyük ihtimalle yakında değişimi reddederdi.”
“Ve şimdi ben normal bir çaylağım” diye kesin olanı belirttim.
Stark söylediğimi başıyla onayladı. “Zoey, ben-“, fısıldamaya başlamıştı.
“Şşş” dedim, parmağımı yumuşak dudaklarına koyarak.
Yeniden bakışlarımla buluştu ve konuştu; “Zoey, sen benim kendimi suçlamama izin vermesen de – ki bu kesinlikle benim suçumdu –, en azından şunu söylememe izin ver, ben Heath için gerçekten çok üzgünüm. Bir teselli olacaksa, ben bile onu özleyeceğim.” Sesi parmağımla kesildi.
Yavaşça, güçsüzce elimi indirdi. Heath’le Diğer Dünya’da konuşmuştum. Nyx orada değil miydi, Büyük ihtimalle bir rüya olduğunu düşünmüştüm. Ama oradaydı ve bir rüya değildi.
“Zoey,” dedi Stark usulca. “Benden sakladığın nedir?”
Gönülsüzce gözlerine baktım. Ona gerçekten söyleyebilir miydim? Söylemeli miydim?
“Z, daha önce de söylediğim gibi, ben senin savaşçınım. Bana her şey için güvenebilirsin.” Yüzü çok ciddiydi. Gözleri samimiyetle parladı.
“Ben, sanırım ben bir süreliğine öldüm.” diye fısıldadım bakışımı ellerimize indirirken.
“Ben de öyle olduğunu düşünüyorum.” Hala yüzümü izlediğini hissedebiliyordum.
“Heath’le konuştum.”
“Ve bana bakmak için peşimden gelmiş değil mi?” Stark tamamen habersizdi. Ellerimizden tekrar derin gözlerine baktım. İçlerinde kaybolmak çok kolaydı. Ve orada kolayca görülen çok fazla duygu vardı; huzur, anlayış, iyilik, karmaşa…
“Zoey” Stark’ın sesi şimdi üzüntüyle kalınlaşmıştı. Tabi ki benim iç gevezeliğimi duymuştu, ya da en azından bir şeyler hissetmişti. Lanet olsun, büyük ihtimalle terapiye ihtiyacım olduğunu düşünüyordu. İhtiyacım olduğunu biliyordum.
“Demek istediğim bu değil”, sesin fısıltının sadece biraz ötesindeydi. Stark’ın büyük kahverengi gözleri devam etmemi söylüyordu.
“Heath’le, onunla öldükten sonra konuştum.” Yüzünde benim deli olduğumu düşündüğüne dair bir işaret aradım ama tek bulduğum, tabi ki, meraktı.
“Nerede?” diye sordu.
“Diğer Dünya’da. Geniş bir çayırlıktaydık ve güneşliydi ama beni rahatsız etmedi. Heath balık tutuyordu, Sonra bana oraya ait olmadığımı söyledi. Rüya değildi, Stark, değildi çünkü Nyx geldi.”
Bana inandığı yüzünden okunuyordu. “Nyx? İşaretlerin hakkında bir şey söyledi mi?”
Kafamı salladım. “Heath’le konuşmak ve onu tebrik etmek için oradaydı.” Başka bir şey hatırladım. “ Ve Heath dedi ki bana iyi bakmazsan, senin canına okurmuş.”
Stark gülümsedi. “Endişelenmesine gerek yok. Onu Eik Night’dan çok daha fazla sevdiğimi söylemek zorundayım. Heath ile anlaşmak çok kolaydı, ve onun ekmek diliminden bu yana görülen en iyi şey olduğunu düşünmüyorum.
Güldüm, sesiniz boğazınız metalle dolmuş gibi her yerde takırdarken hiç de çekici görünmeyerek. “Ekmek dilimi?”
“Daha çok okumalısın, Z” dedi keyiflice.
“Ben okuyorum, teşekkür ederim. Sadece o deyişle karşılaştığımı hatırlamıyorum.”
Tekrar güldü. “Zoey, kendini bir şekilde hasta hissedersen bana söyleyeceğine söz ver. Söz mü?”
“Söz. Öleceğimi sanmıyorum, Stark.”
Üzgünce gülümsedi. “Nedense bu beni daha iyi hissettirmiyor.”
Stark birden vıyakladı. Elimi bıraktı ve dizlerinin üstüne düştü. İşaretini tutarak acıyla kükredi.
“Stark! Ne oluyor?!” Güçlükle oturdum.
Erce aceleyle içeri girdi. “Ne oluyor?”
Onu duymazdan geldim. Stark olan aşkımdan güç bularak, yataktan çıktım. Eğer o neredeyse öldürülmesinin ardından merdivenleri tırmanabiliyorsa, ben de popomu yataktan kaldırıp ona yardım edebilirdim.
“Stark?” diye sordum, yanına diz çökerek ve kolunu tuttum.
“Zoey, ben-“ yeniden kükremeye başladı. “Zoey, ben iyiyim. Yatağa, yatağa geri dön.”
Başımı kararlılıkla salladım. “Bana, ne olduğunu söyle.
“Neferet,” bayılmadan önceki son sözü oldu.
“Daha iyi hissediyor musun?” diye sordu Erce kabaca. Revirde rahat bir yatakta yatıyordum. Stark’ın ihtiyacım olduğu konusundaki ısrarlarından sonra Erce bana ilaç vermişti. Arkadaşlarımın hepsi yatağımın çevresinde toplanmıştı ve Stark elimi sanki bırakırsa orada olmayacağımdan korkuyormuş gibi sıkıca kendi avucunda tutuyordu.
“Evet, çok daha iyi” diye yalan söyledim memnun bir şekilde uzaklaşan Erce’e. Sesim rahatsız ediciydi, yaşlı bir kadınmışım gibi çıkıyordu. Az-kalsın-ölüyordum tecrübesini (ya da belki de sadece ölüm tecrübesi) yeni atlatmış olmasaydım, Afrodit kesinlikle benimle alay ederdi. Bu yüzden, benimle alay etmek yerine bana endişeli bir yüzle bakarak Darius’a sarılıyor olması beni üzdü.
“Ne?”, boğazım çatırdadı. “Ölecek falan mıyım?”
Arkadaşlarımın ayaklarına bakarak ve duyulmayan cevaplar geveleyerek dolaşıp durduklarını görünce tamamen delirmeye başladım. Stark elimi daha çok sıktı. Ona döndüm.
“Ölecek miyim?” diye tekrarladım. Sesim kesinlikle panikle çıkmıştı, öyle değilse de, rahatsız ediciydi. Stark’ın bakışı kafasını sallayan Darius gibi kesindi. “Bilmeli” diye ısrar etti Stark, sesi kırılgandı. Arkadaşlarıma döndü; “çocuklar?” diye sordu Stark imalı bir şekilde ve arkadaşlarım hemen dağıldılar. Stark bir sandalye çekti.
“Zoey, işaretin artık dolu değil, ve” dedi hafifce, yüzümü izlerken.
“Tamam” dedim devam etmesi gerektiğini belirten bir ses tonuyla.
“Tamam,”dedi tereddüt ederek (waov, Stark tereddüt ediyor? İşte bu kötü). “Eğer normal bir çaylak senin az önce yaşadıklarını yaşasaydı vücudu büyük ihtimalle yakında değişimi reddederdi.”
“Ve şimdi ben normal bir çaylağım” diye kesin olanı belirttim.
Stark söylediğimi başıyla onayladı. “Zoey, ben-“, fısıldamaya başlamıştı.
“Şşş” dedim, parmağımı yumuşak dudaklarına koyarak.
Yeniden bakışlarımla buluştu ve konuştu; “Zoey, sen benim kendimi suçlamama izin vermesen de – ki bu kesinlikle benim suçumdu –, en azından şunu söylememe izin ver, ben Heath için gerçekten çok üzgünüm. Bir teselli olacaksa, ben bile onu özleyeceğim.” Sesi parmağımla kesildi.
Yavaşça, güçsüzce elimi indirdi. Heath’le Diğer Dünya’da konuşmuştum. Nyx orada değil miydi, Büyük ihtimalle bir rüya olduğunu düşünmüştüm. Ama oradaydı ve bir rüya değildi.
“Zoey,” dedi Stark usulca. “Benden sakladığın nedir?”
Gönülsüzce gözlerine baktım. Ona gerçekten söyleyebilir miydim? Söylemeli miydim?
“Z, daha önce de söylediğim gibi, ben senin savaşçınım. Bana her şey için güvenebilirsin.” Yüzü çok ciddiydi. Gözleri samimiyetle parladı.
“Ben, sanırım ben bir süreliğine öldüm.” diye fısıldadım bakışımı ellerimize indirirken.
“Ben de öyle olduğunu düşünüyorum.” Hala yüzümü izlediğini hissedebiliyordum.
“Heath’le konuştum.”
“Ve bana bakmak için peşimden gelmiş değil mi?” Stark tamamen habersizdi. Ellerimizden tekrar derin gözlerine baktım. İçlerinde kaybolmak çok kolaydı. Ve orada kolayca görülen çok fazla duygu vardı; huzur, anlayış, iyilik, karmaşa…
“Zoey” Stark’ın sesi şimdi üzüntüyle kalınlaşmıştı. Tabi ki benim iç gevezeliğimi duymuştu, ya da en azından bir şeyler hissetmişti. Lanet olsun, büyük ihtimalle terapiye ihtiyacım olduğunu düşünüyordu. İhtiyacım olduğunu biliyordum.
“Demek istediğim bu değil”, sesin fısıltının sadece biraz ötesindeydi. Stark’ın büyük kahverengi gözleri devam etmemi söylüyordu.
“Heath’le, onunla öldükten sonra konuştum.” Yüzünde benim deli olduğumu düşündüğüne dair bir işaret aradım ama tek bulduğum, tabi ki, meraktı.
“Nerede?” diye sordu.
“Diğer Dünya’da. Geniş bir çayırlıktaydık ve güneşliydi ama beni rahatsız etmedi. Heath balık tutuyordu, Sonra bana oraya ait olmadığımı söyledi. Rüya değildi, Stark, değildi çünkü Nyx geldi.”
Bana inandığı yüzünden okunuyordu. “Nyx? İşaretlerin hakkında bir şey söyledi mi?”
Kafamı salladım. “Heath’le konuşmak ve onu tebrik etmek için oradaydı.” Başka bir şey hatırladım. “ Ve Heath dedi ki bana iyi bakmazsan, senin canına okurmuş.”
Stark gülümsedi. “Endişelenmesine gerek yok. Onu Eik Night’dan çok daha fazla sevdiğimi söylemek zorundayım. Heath ile anlaşmak çok kolaydı, ve onun ekmek diliminden bu yana görülen en iyi şey olduğunu düşünmüyorum.
Güldüm, sesiniz boğazınız metalle dolmuş gibi her yerde takırdarken hiç de çekici görünmeyerek. “Ekmek dilimi?”
“Daha çok okumalısın, Z” dedi keyiflice.
“Ben okuyorum, teşekkür ederim. Sadece o deyişle karşılaştığımı hatırlamıyorum.”
Tekrar güldü. “Zoey, kendini bir şekilde hasta hissedersen bana söyleyeceğine söz ver. Söz mü?”
“Söz. Öleceğimi sanmıyorum, Stark.”
Üzgünce gülümsedi. “Nedense bu beni daha iyi hissettirmiyor.”
Stark birden vıyakladı. Elimi bıraktı ve dizlerinin üstüne düştü. İşaretini tutarak acıyla kükredi.
“Stark! Ne oluyor?!” Güçlükle oturdum.
Erce aceleyle içeri girdi. “Ne oluyor?”
Onu duymazdan geldim. Stark olan aşkımdan güç bularak, yataktan çıktım. Eğer o neredeyse öldürülmesinin ardından merdivenleri tırmanabiliyorsa, ben de popomu yataktan kaldırıp ona yardım edebilirdim.
“Stark?” diye sordum, yanına diz çökerek ve kolunu tuttum.
“Zoey, ben-“ yeniden kükremeye başladı. “Zoey, ben iyiyim. Yatağa, yatağa geri dön.”
Başımı kararlılıkla salladım. “Bana, ne olduğunu söyle.
“Neferet,” bayılmadan önceki son sözü oldu.
Serap^^mmm- Sitenin Starı xD
- Mesaj Sayısı : 1437
Kayıt tarihi : 21/12/09
Yaş : 29
Nerden : Gece Evinden
Lakap : Prenses
Geri: Burned 5. Bölüm
ne oluyor neden neferet cadısını istiyor
ah çatlıcam meraktan
6. bölümü ne zaman koyarsın serepçım
ah çatlıcam meraktan
6. bölümü ne zaman koyarsın serepçım
<jackop>seren- Sitenin Starı xD
- Mesaj Sayısı : 588
Kayıt tarihi : 01/01/10
Yaş : 28
Nerden : Seatle'den
İş/Hobiler : müzik dinlemek/dans etmek/kitap okumak/test çözmek
Geri: Burned 5. Bölüm
Bir kaç güne kadar koyarım.Ama bunlar tam olarak devamı gibi drnmuyo.Orda Neferet cadısı bşy yapıo Starka bynine fln grio olablr.
Serap^^mmm- Sitenin Starı xD
- Mesaj Sayısı : 1437
Kayıt tarihi : 21/12/09
Yaş : 29
Nerden : Gece Evinden
Lakap : Prenses
Geri: Burned 5. Bölüm
Serap^^mmm demiş ki:Bir kaç güne kadar koyarım.Ama bunlar tam olarak devamı gibi drnmuyo.Orda Neferet cadısı bşy yapıo Starka bynine fln grio olablr.
hmm anladım
<jackop>seren- Sitenin Starı xD
- Mesaj Sayısı : 588
Kayıt tarihi : 01/01/10
Yaş : 28
Nerden : Seatle'den
İş/Hobiler : müzik dinlemek/dans etmek/kitap okumak/test çözmek
Geri: Burned 5. Bölüm
Sağol tatlım (:
Merakla bekliyorum kitabın çıkmasını :)
Türkçe'mize sahip çıkalım !
Merakla bekliyorum kitabın çıkmasını :)
Türkçe'mize sahip çıkalım !
eLvedά !- Admin
- Mesaj Sayısı : 1556
Kayıt tarihi : 11/12/09
Yaş : 28
Lakap : [ρєяϊ]
Geri: Burned 5. Bölüm
Önemli değil.
Serap^^mmm- Sitenin Starı xD
- Mesaj Sayısı : 1437
Kayıt tarihi : 21/12/09
Yaş : 29
Nerden : Gece Evinden
Lakap : Prenses
Geri: Burned 5. Bölüm
Harikaaaaaaaaa!!!!!!!!!!!!!!!!!!
İsilay363- Yeni üye
- Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 05/02/10
Geri: Burned 5. Bölüm
ya zoey'in dövmeleri nereye gitti
neferet cadısı stark a napıyor ya
meraktan çatlıyorm...
neferet cadısı stark a napıyor ya
meraktan çatlıyorm...
_ösqem_- Yeni üye
- Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 19/12/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz